Uykusuzluk ve uyku bozukluğunun en önemli nedeni
Uyku bozukluğu ve uykusuzluk yaşıyorsanız, gece sık sık uyanıyorsanız, artık hayatınızın en önemli parçası haline gelmiş olan ve bir türlü ayrılamadığınız dostunuza veda vakti gelmiş demektir…
İyi bir uyku istiyorsanız ve sabahları yorgun uyanmaktan bıktıysanız yapacağınız ilk şey:
Yatak odanıza cep telefonu sokmayın. Yatağa girmeden yarım saat kadar önce cep telefonunuza iyi geceler öpücüğü verip vedalaşın ve şarj cihazını yatak odasında kullanma alışkanlığını terk edin. Bunu başarabildiğiniz takdirde daha bir uyku düzenine kavuşacak ve günlük hayatınızda uykusuzluktan kaynaklanan stres ve bitkinlik hissinden kurtulacaksınız. Hemen bu gece başlayın.
Mazeretleri duyar gibiyim
Peki sabah nasıl uyanacağım?
Çok basit; hemen bir çalar saat alacaksınız.
YA GECE ÖNEMLİ BİR E-MAİL GELİRSE?
Kendinizi bu kadar önemsemeyin.
YA ACİL BİR TELEFON GELİRSE?
İşte bu noktada haklısınız ama bunun da bir çaresi var; telefonunuzu yatak odası dışında ama zil sesini duyacağınız bir mesafede bırakın. Ayrıca sadece önemli telefon beklediğiniz kişileri işaretleyip kapsam dışı bırakarak, telefonunuzu “rahatsız etme” moduna alın. Böylece sadece önemli kişiler aradığında telefon çalacak ve aklınızı telefonda kalmayacaktır.
ŞİMDİ EĞER MAZERETLER KONUSUNDA İKNA OLDUYSANIZ CEP TELEFONUNU NEDEN YATAK ODASI DIŞINDA TUTMAMIZ GEREKTİĞİNİ AÇIKLAYALIM
1. IŞIK VE GECE GÜNDÜZ ALGISI
Vücudumuz yapısal olarak uykuya dalacağımız ve uyanacağımız anları ortamda algıladığı ışık seviyesine göre ayarlar. Kısaca ışık vücudumuzun uyku döngüsünü belirler. Ancak telefonun yaydığı mavi ışık spektrumu, beynimizi yanıltarak gündüz ve gece kavramlarının birbirine karışmasına neden olur. O gecenin bir vakti telefondan gelen bildirimlere bakıyorsak; beynimiz buna, uyanmanızı sağlayacak hormonları salgılayarak karşılık verecektir. Gece açıp cep telefonuna bakmak yatakta expresso içmekle eşdeğerdir.
2. BEYİN BAŞLADIĞI İŞİ BİTİRMEK İSTER
Instagram’da artan takipçilerimiz, oynadığımız sürükleyici oyunlar gibi telefonla yaptığımız pek çok şey aslında beyinde bağımlılık yaratan zekice planlanmış aktivitelerdir. Bir başladınız mı bir türlü bırakamazsınız elinizden o telefonu. Eğer telefonu yatak odanızdan uzaklaştırmazsanız içine düştüğünüz bu tuzaktan da kurtulmanız mümkün olmaz.
3. CEP TELEFONLARI HAYATIMIZIN EN ÖNEMLİ EĞLENCE ARACI OLDUĞU GİBİ AYNI ZAMANDA CİDDİ BİR STRES KAYNAĞIDIR.
İş yerinden gelen bir e-mail ya da telefonun ekranında beliren kırmızı renkli bildirimler sürekli olarak dikkatinizi oraya yoğunlaştırmanıza neden olacaktır. Yatak odası, yaşadığınız güne ve kısır bir döngü haline gelen o bitmeyen telaşlara perde çekmeniz gereken ve dokunulmazlığı olan kutsal bir alandır. Bu şekilde ele alınmadığında uykusuzluk ve beraberinde getirdiği psikolojik problemlerle karşı karşıya kalmanız kaçınılmazdır. Bu nedenle günlük hayatta da telefonunuzun bildirimlerini kapatmanızı öneriyoruz, çünkü bu bildirimlere bağımlı kaldığınız sürece hayatınızın patronu siz değil cep telefonunuzu olacaktır.
Şu anda evdeyseniz ve hatta halen yazımızı okumaya devam ediyorsanız hangi cihazdan okuyorsanız derhal elinizden bırakın ve kendinizi derin ve kaliteli bir uykunun kollarına bırakın. İnanın her şey çok daha güzel olacak…
Bir cevap bırakın